top of page

Obsesif Kompulsif Bozukluk'un (OKB) Nörobiyolojisi

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), obsesyonların (takıntılı düşünceler) ve kompulsif davranışların (tekrarlayan davranışlar) genellikle birlikte görüldüğü bir bozukluktur. Obsesyonlar ısrarcı ve müdahaleci düşüncelerden oluşmaktadır. Kişi bu düşüncelerinin işlevsiz olduğunu bilmekte ve etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır. Ancak yine de kendisini düşünmekten alıkoyamamaktadır. Kompülsif davranışlar ise kişinin obsesif düşüncelerine karşı tepki olarak yapmaya mecbur hissettiği, tekrarlayan davranışlardır. Örneğin, sürekli ellerinin kirli olduğunu düşünen (obsesyon) kişinin ellerini yıkaması kompülsif bir davranışa örnektir. Bunun yanında, kişinin başına kötü bir şey geleceğini düşünerek tekrarlı dua etmesi zihinsel kompulsüyonlara örnek olarak verilebilmektedir. OKB yaşayan kişiler, bu tekrarlı ritüellerle sıkıntıyı azaltabileceğini ya da bazı korkunç olayları önleyebileceğini düşünmektedirler ( Abramowitz, Taylor, & McKay, 2009).


OKB’de görülen bu düşünce ve davranışlara yol açan işlevsiz faktörlerin beyindeki yapısal bozulmalar kaynaklı olabileceği ve nörotransmitter sistemlerindeki anormalliklerle bağlantılı olabileceği düşünülmektedir. Saxena ve Rauch'un öne sürdüğü modele göre, OKB yaşandığında, orbitofrontal korteks (karar verme ve duygusal bilgilerin değerlendirilmesinden sorumlu beyin bölgesi) ve anterior singulat korteks bölgelerinde (motivasyon ve dürtü kontrolünden sorumlu beyin bölgesi) artmış bir aktivite bulunmaktadır. Bu sebebe bağlı olarak orbitofrontal korteksteki hiperaktivite sonucu, kişi zorlayıcı düşüncelere maruz kalmaktadır. Anterior singulat korteksteki hiperaktivite sonucunda ise kişi yoğun bir kaygı yaşamaktadır (Karslıoğlu & Yüksel, 2007).

Bunlara ek olarak, OKB durumunda Seratonerjik Sistem'de (iştah, konsantrasyon, uyku düzeni vb. görevlerden sorumlu sistem) bozulmalar da meydana gelmektedir. Serotonin salınımındaki düzensizlikler sonucu, OKB belirtileri gösteren kişilere Klomipramin adı verilen bir ilaç, tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Böylece kişilerin serotonin seviyeleri artırılarak, semptomatik bulguları azaltılmaktadır. Ayrıca Dopaminerjik Sistem'de de (duygu durumu düzenleme, ödül merkezi, dikkat, algı, hareketten sorumlu sistem) bozulmalar meydana gelmektedir. OKB yaşayan bireylerin, yaşamayanlara göre daha fazla dopamin salgıladığı görülmektedir. Bunu düzenlemek amacıyla, dopaminin etkisini azaltan ilaçlar kullanılmaktadır (Karpinski, Mattina, & Steiner, 2017). Bu sayede, kompulsif davranışlarda azalma gözlenmektedir (Karslıoğlu & Yüksel, 2007).

Bununla birlikte, OKB’li bireylerden EEG kaydı alınan çalışma bulgularına göre bu kişilerin sol frontotemporal bölgelerinde EEG anormallikleri tespit edilmiştir (Yaşan & Gürgen, 2004). Yapılan nöropsikolojik değerlendirme sonuçlarında ise OKB yaşayan kişilerin frontal lob işlevlerinde ve bellek performanslarında azalma kaydedilmiştir. Özellikle frontal bölgenin görevlerinden olan yürütücü işlevlerin, OKB durumundan oldukça etkilendiği yapılan çeşitli nöropsikolojik testler sonucu gözlemlenmiştir. Yürütücü işlevler; planlama, karar verme, tepkiyi ketleme, yeni bir durumla karşılaşıldığında bu duruma karşı uyum sağlayıp davranışı değiştirebilme gibi görevlerden sorumludur. OKB’li bireylerin bu becerilerinde etkilenmeler söz konusu olmaktadır (Öznur, Erdem, & Akarsu, 2013).


OKB tedavisinde, ilaç kullanımıyla beraber Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yöntemleri uygulanarak semptomlarda iyileşme kaydedilebilmekte ve kişilerin yaşam kaliteleri artmaktadır.


Yazan: Elif Pelinsu US



Kaynak:

Abramowitz, J. S., Taylor, S., & McKay, D. (2009). Obsessive-compulsive disorder. 491-499.


Karpinski, M., Mattina, G. F., & Steiner, M. (2017). Effect of Gonadal Hormones on Neurotransmitters Implicated in the Pathophysiology of Obsessive Compulsive Disorder: A Critical Review. Neuroendocrinology, 1-16.


Karslıoğlu, E. H., & Yüksel, N. (2007). Obsesif Kompulsif Bozukluðun Nörobiyolojisi. Klinik Psikiyatri, 3-13.


Öznur, T., Erdem, M., & Akarsu, S. (2013). Obsesif Kompulsif Bozuklukta Nöropsikolojik Defisitlerin Beyin Bölgeleri İle İlişkisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 343-354.


Yaşan, A., & Gürgen, F. (2004). Obsesif Kompulsif Bozuklukta Elektroensefalografi Bulguları. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 61-67.



bottom of page